Bizim Köy



ben lise ikinci sınıfta okuyorum. İstanbul vefa poyraz lisesi öğrencisiyim. Adım İbrahim Balcıoğlu. Burada okuyorsam da gönlüm hep köyümde ve köylümün yanındadır. Çünkü köyden kopmuş değilim ve kopmam da. Büyükbabam, büyük anam, annem ve kardeşlerim hep köydeler. Okul dağıldıktan sonra ben de gidiyorum.

bizim köyümüz Giresun’a bağlı Tirebolu ilçesinin kuzgun köyü'dür. İlçeye 17 km.dir. Düz toprak bir yoldur. Minibüs veya kamyonlarla yolculuk yapılır. Köyümüz Harşit deresi vadisinin sağ yamacı üzerine kuruludur. 140 hane ve 1000 kadar nüfusu vardır. Oldukça dağınık bir görünümü vardır. Her tarafı yeşilliklerle kaplıdır. Bunun yanı sıra arazi çok eğilimlidir. Diyebilirim ki ağaçlar ve fındık fidanı olmasa bir tutam toprak kalmaz, dereye iner. Köyümüzün suyu boldur. geçen yıl YSE tarafından yaptırılan su şebekesiyle köyümüz daha da bolluğa kavuşmuştur.

köyümüzün geçimi fındıktır. Bazısının bir ila iki ton arası fındığı olur. Bazılarının da iki tondan fazla olur ama sayısı azdır. Çoğunun da bir tondan az olur. Bu gruptakilerin bütün bir yıl boyunca çalışması gerekir. Bu yüzden İstanbul’a yapılan göçlerin sayısı küçümsenemez. 40-60 civarında Almanya’da çalışan vatandaşımız vardır.

köyümüzde ilkokul 1965 yılında öğretime geçmiştir. Bu yüzden okuma yazma oranı: 22 yaşın altında %90'ı geçer. 22 yaşın üstündekiler ise ferdi gayretleri ile okumuş kişilerdir oranı %15 civarındadır. İlkokulu bitirenler için okulumuz (yani orta okul) yoktur. Ancak 3 km yakında bir orta okul vardır. Bazı gençler oraya, bazıları ise Giresun, Trabzon, İstanbul gibi illerimizde öğrenimlerini sürdürürler. Memur çıkanlar ise çok azdır. İki öğretmen( ikisi de köyümüzde görev yapıyorlar), bir imam, bir de ebedir. şu anda da öğrenimini sürdüren yirmi kadar gencimiz vardır.

köyümüzün şikayetlerine gelince: Tirebolu ile köy arasındaki yolun asfaltlanması. Köyün içine yol vurulması. Ve evet ve.. Elektriktir. Bunlar için gerekli yerlere başvuruldu. ama bir de ben yazayım dedim. Kütüphane kurulsa diyoruz. ilkokulu bitiren gençlerin hepsi kahvelere gidiyor ve hepsi de kağıt oyununu biliyorlar. Köyümüzde dört adet kahvehane vardır. Bu da bize gösteriyor ki köyde erkeklerin hemen hepsi kahveye gidiyor. Başka köylerde bulunan köy odaları maalesef bizim köyde yoktur. Buna da bir çare bulunması lazım.
köyümüzün altından dere içinden İran transit yolu geçeceği söyleniyor. Ayrıca komşu köye hidroelektrik santrali yapılacakmış. Eğer bunlar gerçekleşirse köyümüzün tadı bir başka olacaktır. mutlu günlere bir adım kaldı, ha gayret…programı hazırlayıp ve sunan ekip elemanlarına en içten sevgi ve saygılarımla.25/11/1976

Not: bu yazı TRT İzmir Radyosu Akşama Doğru Programı’nın köylerden bir köy bölümünde 24/12/1976 tarihinde yayımlanmıştır. Bu yazıda geçenlere gelince köyümüz gençlerinin bir çoğu İstanbul’da kayboldu gitti. Çok az bir kısmı okudu. Köy altından geçen yol güzergah değiştirerek Tirebolu-Gümüşhane arası uzun bir mücadele sonrası şehirlerarası yol olarak işletmeye alındı. Ancak resmi açılışının henüz yapılmadığı söyleniyor. Köyün içine yollar yapıldı. Dağ içine kadar yollar açıldı. Elektrik ve telefon geldi. Ahşap olan evlerin yerine kötü betonarme binalar dikildi. Yazı yazıldığında henüz 10 yaşında olan okulumuz eskidi. Ek binalar yapıldı ise de yeterli gelmedi. El birliği ile yenisi yapıldı. Kahvehane sayısı şimdilik ikiye indi. Köy odası geleneğinin bizim buralarda zaten yok olduğu sanılıyor. Harşit vadisine birkaç baraj daha yapıldı ancak komşu köylerden birine yapılacağı söylenen santralin akıbeti şimdilik meçhul.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mahalli İdareler Secimi ve Ortaya Çıkan Haksızlıklar

Giresun Dernekçiliğinin Serencamı…