Kayıtlar

Ağustos, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kazıkbeli Yaylası ve Yaşanan Çevre Felaketi…

Resim
Kazıkbeli, son yıllarda yenilenen evleri ile yayladan çok küçük bir kasaba halini aldı. Söğüteli köyü tarafından başlayan alış veriş mekânları, kasap ve lokantaları ile pazarın en canlı noktasını oluşturuyor. Batı istikametinde bulunan yazlıkçıların evleri ise yer yer iki katlı villaya benzetilen evlerden oluşuyor. Daha çok da tek katlı betonarme yapılmış ve çinko ile örtülmüş evler artık eski yayla evleri modern çağa ayak uydurmuş. Küçük de olsa bir iki odası mutfak olarak da kullanılan holü, banyosu ve tuvaleti ile bu evler günümüze ayak uydurmayı bilmiş. Kazıkbeli Camii ise ayrı bir paragrafı hak ediyor. Çocukluğumda Imıkyurt’tan gittiğim Gölcüvez Camii ve pazara geldiğimizde namaz kıldığımız Kazıkbeli Camii neredeyse 40-50 metrekarelik camiler ihtiyaca cevap veremez olmuştu. Kazıkbeli camii ve etrafında çevrilen açık alanda kılınan namazlar bazen ve sıkça gelen yağmur nedeniyle cemaat tarafından ihtiyaç olarak belirmişti. Kazıkbeli camii, hayırseverlerin büyük gayretleri ile

Tarihi Yayla Yolundan Kazıkbeli’ne...

Resim
Geçtiğimiz haftalarda başladığımız yayla yazılarına devam ediyoruz. Sırgancık’tan Kazıkbeli’ne giderken Kurugöl’e kadar gelmiştik ki kader bizi ileri değil geri götürmüştü. Hedefimizin tam tersi olmuş, Kurugöl’e aldığımız suda pişmiş patatesin tadı bizi ceniğe kadar götürmeye yetmişti. Kurugöl, Sırgancık ile Boynuyoğun köylerine ait yaylaların ayrım noktasında güzel bir nokta. Sırgancıklılar bu boğazı aşarak çama giderek odun ihtiyacını uzun süre bu ormanlardan karşıladılar. Bu bölgedeki ormanlık alan yılların verdiği yorgunlukla artık kurumuş ve yok olmuş. Gittikçe kelleşen orman günümüzde nerdeyse tamamen kaybolmuş. Artık odun ihtiyacı büyük oranda köyden getirilen odunlarla karşılanıyor. Isınma amaçlı kullanılan odun yanında yemek yapma ihtiyacı ise gelişmeye paralel olarak tüpgaz ile karşılanıyor, yaylalarda. Eski yaya yoluna paralel olarak ve çoğu zamanda onu takip ederek devam eden yollar boyunca kâh uzaktan kâh yakından birçok obanın tepelerinden yola devam ediyoruz.

Tarihi Yayla Yolundan İzlenimler

Resim
Ertesi sabah yorgunluğumuzu atmış dingin bir şekilde günlük güneşlik bir havaya uyandık. Kahvaltımızı hazırlayan Huriye Yenge elindeki malzeme ile harikulade bir iş başarmıştı. Hiç te hazırlıklı gelmediğimiz yaylada bulunanları yiyerek Allah’a şükrettik. Geldiğimizi duyan hemşerilerimiz ziyaretimize geldiler. Biraz daha durmamızı söylediler ama bizim daha gidecek yolumuz vardı. Teşekkür ederek gitmemiz gerektiğini söyledik onlara. Evin sağını solunu toparlayarak Kazıkbeline doğru yola koyulduk. Yolların çok da düzgün olmadığı geldiğimiz istikamete geri dönerek ya Böğürtlenlibük’ten veya eski yayla yolundan gitmemiz söylendi. Yola koyulduktan sonra Ketençukur Obasında Huriye Yengenin abisi Hasbi’ye de bir selam vermeden geçmek olmazdı. Arabası evinin önündeydi ve kendi de yayla da olmalıydı. Hep beraber selam verdik ve bir çayını içerek tekrar yola koyulduk. Bu kere bir başka yoldan Kütüklüyurt başından Bakacak’a ulaştık. Yıllar önce babam sağ iken çocuklarla göz gözü görmeye