Kayıtlar

Temmuz, 2007 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Gül’e Gülmeyen Çankaya Kime Gülecek...

Bir önceki yazımızı “Değişikliğin iptali için ana muhalefet partisi ile Cumhurbaşkanının istemini görüşen Anayasa Mahkemesi başvuruyu reddederek yeni bir gündemin oluşmasına zemin sağladı. Değişikliği Anayasaya aykırı bulsa hükümetin elini rahatlatacak olan Mahkeme buna da imkan vermedi. İşte her şey burada düğümlendi. “ diye bitirmiştik. Hükümet cumhurbaşkanlığı seçini eline yüzüne bulaştırınca Anavatanın lideri ile el ele vererek aceleyle anayasa değişikliği hazırlamış ve bunu da sanki çok istiyormuş havalarında iki defa meclisten geçirmeyi başarmıştı. Oysa bu değişiklik Anayasa Mahkemesince reddedilse hükümet memnun olacak ve meydanlarda elinde anlatacak yeni bir konu çıkacaktı. Anayasa Mahkemesi kendisine atılan el bombasını mecraına iade ederek “ben bu işe karışamam; nasıl bozduysanız öylece düzeltin” dedi. Şimdi ne olacak hükümet aşağı tükürse bıyık yukarı tükürse sakal. Anayasa değişikliği ortada ve şimdi referanduma gidiyoruz. Hükümet gerçekten bir değişiklik istiyordu da

Sivil Toplum Kuruluşları Günlük Siyaset mi Yapıyor

Son günlerde bazı Sivil Toplum Kuruluşları gazetelere verdiği ilanlarla güncel siyasete açık açık bulaştıklarını gösteriyorlar. Bu kuruluşların bu ilanları niçin verdiği, hangi karar mekanizmalarında nasıl karar aldıkları üyeleri tarafından da anlaşılmıyor. Gündelik siyasete bu kadar bulaşan kuruluşların ne kadar sivil olduğu ise merak ediliyor. Devamı için: http://www.kuzgunhaber.info/yazar_yazilari.php?yazi_no=92

Bir Cumhurbaşkanlığı Hikayesi...

Her şey ne de güzeldi. Sayın Baykal “367 sayısını isteriz” diyordu ama iktidar sahip olduğu 353 milletvekiline güveniyor; her türlü afra ve tafra ile burnundan kıl aldırmıyordu. Baykal ve muhalefetteki liderler “uzlaşalım” diyordu ama iktidar meclisteki çoğunluğuna güvenerek “ne uzlaşması” diyordu. Devamı için: http://www.marmarahaber.net/index.php?islem=yazar&id=339

Telekomu Alan Yeni Mütegallibeye Bu Kadar Hakkı Kim Veriyor?

Biliyorsunuz Telekomu Lübnan kaynaklı Suudi Oger Telekom aldı. Ülkenin 10 0 yılda oluşturduğu milli servetini 3-5 milyar dolara pazarlayanlar anlaşılan hiçbir supap koymamışlar. Adamlar taksitlerini yaptıkları zamlarla ödüyorlar. 1 Martta yürürlüğe girecek zamlarla 20 07 yılının taksitini ödeyecek kadar para toplayacaklar. Böyle tatlı işi kim almaz ki! Devamı için : http://www.giresunlular.com/articledetail.asp?AuthorID=31&ArticleID=10

Sahi Siz Hiç Gülmeyen Sayın Sezer’e Oy Verir Misiniz?

Bugünlerde onlarca mail zincirinden geçerek mail kutularımıza düşen mailde ağlamaklı ses tonuyla sayın cumhurbaşkanımız bir kereliğine olsa dahi ulusalcıların önüne geçerek ülkeyi gericilerden ve ortaçağ zihniyetinden kurtarmaya davet ediliyor. Kim tarafından oluşturulduğu bilinmeyen bu faaliyetle Sayın Sezer cumhuriyeti kurtarmaya, ele geçirilen kalelerin geri alınması için liderliğe davet ediliyor ve ondan ilerici ve ulusalcı güçleri liderliği etrafında toplamaya çağırıyor. Nasıl tespit edildiği bilinmeyen bir kamuoyu yoklamasıyla sayın sezerin oyunun % 70’lere dayandığı ifade edilerek bu önemli görevden kaçmaması ifade ediliyor. Devamı için: http://www.marmarahaber.net/index.php?islem=yazar&id=322

Bir Anayasa Mahkemesi Kararı ve Düşündürdükleri...

Şubat 2007 tarihli Resmi Gazetede bir Anayasa Mahkemesi Kararı yayınlandı. Karar Çorum İş Mahkemesinin 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun geçici 81. maddesinin birinci fıkrasının 23.5.2002 günlü, 4759 sayılı Kanun’un 3. maddesiyle yeniden düzenlenen (B) bendinin Anayasa’nın 2., 5., 10. ve 60. maddelerine aykırılığı savıyla iptali istemiyle ilgilidir. İlgili kanununun iptali istenen maddesi ile kademeli emeklilik hakkı düzenlenmişti. Anayasa Mahkemesi kademeli emekliliği anayasaya aykırı bulmamıştır. Bizim üzerinde durmak istediğimiz konu Anayasa Mahkemesi kararlarının nasıl etkisizleştirildiği; nasıl yok sayıldığı ile ilgili. Devamı için: http://www.gophaber.com/articledetail.asp?AuthorID=24&ArticleID=495

Sayın Sezer Tezkere mi Bıraktı?...

Türkiye Cumhuriyeti bugün itibariyle yasal olmayan bir Cumhurbaşkanı tarafından yönetilmektedir. Anayasanın amir hükümleri gereği seçilmesi gereken Cumhurbaşkanı seçilememiş ve 101.madde gereğince 7 yıllık süre için seçilen Cumhurbaşkanının görev süresi de bugün itibariyle dolmuştur. Ancak 106.madde gereği yerine vekalet etmesi gereken TBMM Başkanı ise küstürülerek hak arama ve vekalet etme hakkı engellenmiştir. İsterseniz birlikte anayasa maddelerini değerlendirelim: MADDE 101. –  Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisince kırk yaşını doldurmuş ve yükseköğrenim yapmış kendi üyeleri veya bu niteliklere ve milletvekili seçilme yeterliğine sahip Türk vatandaşları arasından  yedi yıllık bir süre için seçilir. MADDE 102. –   Seçilen yeni Cumhurbaşkanı göreve başlayıncaya kadar görev süresi dolan Cumhurbaşkanının görevi devam eder  . MADDE 106. –  Cumhurbaşkanının hastalık ve yurt dışına çıkma gibi sebeplerle geçici olarak görevinden ayrılması hallerinde, görevine dönme

Toparlanın Seçime Gidiyoruz...

TBMM 11.Cumhurbaşkanının seçemedi ve apar topar seçime gidiyoruz. CHP'nin hırçın politikası ve hükümetin de uzlaşmaz görüntüsü ile buna çanak tutması sonucu ülkemiz yeni bir seçim dönemine giriyor. Ülkemize ve milletimize hayırlı olsun. Cumhurbaşkanını seçemeyen bir meclise halk hangi gözle bakacaktır; bunu hep beraber göreceğiz. Oligarşik güçler halkın kendisini temsil edebilecek birini Çankaya'da görmek istemedi ve Sayın Abdullah Gül cumhurbaşkanı seçilemedi. Oysa Abdullah Gül halkın kendisi idi. Onu oraya layık görmeyenler ülkemizi muhtıraya ve oligarşik güçlere teslim etmeyi daha uygun gördüler. Ayrıca iktidar partisi demokrasi konusunda da iyi bir sınav vermedi. Önce YÖK Reformunu başaramadılar. Sonra Şemdinli olayının savcısı Ferhat Sarıkaya'yı elleri ile oligarşiye teslim ettiler. Daha sonra da Nokta Dergisi'ne yapılan baskını önleyemediler; darbeci olduğu söylenen kişilerle ilgili dava açamadılar. Öyle ya bunlar birer salvo atışı idi. Salvo atışları eng

Uzlaşma Hem 367 İle Hem de 276 İle Sağlanır

Nihayet Anayasa Mahkemesinin cumhurbaşkanlığı seçiminin birinci turu ile ilgili iptal kararının gerekçesi açıklandı. Anayasa Mahkemesinin 2 ye karşı 9 oyla aldığı bu kararda önce konunun “eylemli içtüzük değişikliği” olup olmadığı tartışılmış ve 4 karşı 7 oyla yapılan oylamanın “eylemli içtüzük değişikliği” olduğuna karar verilince de konu esastan görüşülerek bilinen karar alınmıştı. Devamı için: http://www.gophaber.com/articledetail.asp?AuthorID=24&ArticleID=524

Anayasa Mahkemesi İptal Kararı Üzerine…

Anayasa Mahkemesi 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun bazı maddelerini iptal ederek 1 Ocakta yürürlüğe girmesini bir bakıma engelledi. Oysa Yasa koyucu tüm bunları da düşünerek yasayı mayıs ayında çıkararak düzenleme için 6 aylık bir süre öngörmüştü. Bu yasanın iptal istemi önemine binaen erkene alınabilseydi belki de hükümete yeni yasal düzenleme için bir fırsat verilmiş olacaktı. Devamı için: http://www.marmarahaber.net/index.php?islem=yazar&id=254

Anayasa Değişecekse Onu da Biz Değiştiririz

Bir önceki yazımızda Sayın Gül’ün Cumhurbaşkanı seçilememesini konu etmiş ve “Toparlanın Seçime Gidiyoruz” demiştim. Bu yazıyı bitirirken de “Şimdi önümüzde yeni bir süreç var. Ak Parti ve Anavatan Partisi bir takım anayasa değişiklikleri yaparak seçime gitmek istiyor. Bakalım oligarşi ne diyecek; yoksa “anayasa değişecekse biz değiştiririz; seçim yapılacaksa ona da biz karar veririz” mi diyecekler…” demiş ve üç nokta ile sonlandırmıştım, yazımı. Aradan geçen sürede anayasa değişiklikleri yapıldı ve Sayın Sezer’in onayına sunuldu. Sayın Sezer de tabiatı gereği 15 .günün son saatlerinde değişiklik tasarısını Meclise iade etti. Hatta imzayı ne zaman attığı bile tartışıldı. Tatbikat gereği İzmir’de bulunan Sayın Sezer’in vetoyu neden 8 saat geç açıklattığı tartışma konusu bile oldu. Neyse konumuz vetoya kimin imza attığı değil. Tekrar Meclisten geçen tasarının ilk maddesi 36 6 oy aldı. Hesaplanmış bir şey miydi bilinmez ama bütün bunları düşünenler ve buna kafa yoranlar işi tesadüfe

Dernekçiliğimiz ve Bir Şenlik Üzerine…

Yaz geldi. Derneklerimizin yaz dönemi faaliyetleri bir biri ardınca sıralanmaya başladı. Kimisi piknik yapıyor, kimisi daha geniş katılımlı şenlik. Kimisi ormanlık bölgelerde kene korkusunu da göze alarak piknik yaparken, kimisi de açık ve kapalı alanlarda tanışma ve kaynaşma geceleri. Bu yaz yapılan etkinliklerin erken genel seçimlere denk gelmesi de ayrı bir güzellik oldu. Bunun en güzel örneğini Danışman Köyü Derneği’nin Esenler’de yaptığı Otçu Göçü Şenliği’nde gördük. Devamı için: http://www.giresunlular.com/articledetail.asp?AuthorID=31&ArticleID=38