Kayıtlar

Şubat, 2010 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bir Başarı Hikayesi; Çamoluk Derneği…

Geçen Pazar Çamoluk Derneğinin genel kurulu vardı. İki ayrı listenin yarıştığı genel kurulda çok çetin bir mücadele yaşandı. Tam adı Çamoluk Yardımlaşma ve Kültür Derneği’nde yapılan hazırlıklar genel seçimler kadar ciddiydi. Hazırlanan yönetim ve denetim kurulu listeleri ve tanıtım broşürleri genel kurula verilen önemin ayrı bir göstergesiydi. Genel kurul çekişmeli ama huzurlu bir ortamda yapılırken düşman çatlatacak görüntüler, Giresun dernekçiliğinin geldiği noktayı gözler önüne seriyordu. Çamoluklular İstanbul’da o kadar teşkilatlanmış ki genel kurula katılanlardan tam 618 kişi oy kullandı. Küçük beldelerde bile bu kadar kişinin oy kullanmadığını düşünürsek yapılan işin ne kadar önemli olduğunu daha iyi algılayabiliriz. Kullanılan oyların 392’sini alan Yaşar Kalebaşı alarak başkan olurken Selahattin Düzyurt ise 218 oy aldı. Yeni dönemde 21 kişilik dev bir yönetim kurulu yanında 5 kişilik denetim kurulu da çalışmaları birlikte yürütecekler. Öğrendiğim kadarıyla seçilenlerin yarıya y

Neden Olmasın…

Günümüz internet teknolojisi ilerledikçe her gün değişik konularda yüzlerce mail bombardımanına tutuluyor, insan. Bedava olmasından da yararlanılarak insanlar önüne gelen topa bir tekme vurur gibi gelen mailleri adres defterlerinde bulunan insanlara pass ediveriyorlar. Bu pası verirken azıcık sağa sola bakma gereği bile duymuyorlar. Komşunun camı çerçevesi kırılır mı diye bir bakılmalı oysa. Mail altında onlarca kanaldan dolaşa dolaşa geldiği belli olan bu mailler ya göndermesek çarpılacağımızı ya da gönderirsek abat olacağımızı gösteren ibarelere yer veriyorlar. Geçen senelerde hemşerim Ordu Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Turan Karadeniz’in ünlü bir ürün ile ilgili bir mail yüzünden hayatı alt üst olmuştu. İnternette yayılarak büyüyen bir ahtapot gibi yazdı dediği bir yazı milyonlarca kullanıcıya ulaşmıştı. Hem ziraatçı hem de profesör olunca insanlar bu maili doğru sanarak, ilgili firmanın ürünlerini aylarca boykot etmişlerdi. Geçenlerde aynı şey ünlü bir markanın daha başına gelm

Giresun Dernekçiliğinin Ombudsmanı Kim Olacak

Giresunlu hemşerilerimiz, gurbetçi bir ilin mensupları olarak özellikle 1960’lardan sonra görece özgürlük ve ekonomik gelişmeye paralel olarak başta İstanbul olmak üzere ülkenin dört bir yanına dağılarak ekmeğini kazanma çabası içine girmiştir. Ülkemizin en çok göç veren illerinin başında gelen Giresun, yurt içine olduğu kadar yurtdışına da göç vererek önceleri sadece erkekler sonraları da hem erkek ve kadınlar olmak üzere Almanya, Hollanda, Belçika ve Fransa gibi ülkelere büyük işçi göçü vermiştir. İnsanlar sosyal varlıklar olduğundan genelde gittikleri yerlerde hemşerilerinin yanına sığınarak, onlara yakın yerlerde yerleşerek birlikte olmaya, beraber yaşamaya gayret etmişlerdir. Giresun dernekçiliğini bundan ayırmak, ayrı görmek ve değerlendirmek yanlış olur. Özellikle İstanbul’da ilk gelen yerlerde Giresunlular derneklerini kurmuşlar, hemşerileriyle beraber yaşamaya, onların dertlerini anlamaya ve çözmeye gayret sarf etmişlerdir. Görece daha az gelişmiş yörelerimizden Alucra ve Şeb

Giresun Günleri Kimin ?

Geçtiğimiz günlerde Giresun Dernekler Birliği’nin Feshane’de birkaç yıldır yapılmakta olan Giresun Günleri’nin marka tescil belgesini alması ortalığı toza dumana kattı. Önce GİRDEF, bunu boşa bir çaba olarak niteledi. Sonra da Giresun televizyonculuğunun yüz akı markası Mavi Karadeniz TV Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Kuş ortaya çıktı. Kuş yaptığı açıklamada bu işin esas sahibinin kendisi olduğunu söyledi. Şimdi her üç açıdan bakalım. Giresun Dernekler Birliği, işin sahibi olarak elbette yaptığı bir işin ve hizmetin lisansını alabilirdi ve aldı da. Bunda yadırganacak bir şey yok. Esas yadırganması gereken diğer kurumun ve kişinin neden bundan alındığı olmalıdır. Bunca emek ve çabanın başkaları tarafından elden alınması emeğe olan saygı açısından da hoş görülemez. Bir işin çilesini çekenle sonradan gelip hazıra konan arasında bir fark olmalıdır. Giresun Dernekler Birliği, yaptığı Giresun Günleri ile milyonlarca Giresunlunun haklı olarak gönlünde taht kurmuş ve bu işi artık bundan sonra da

Medya Giresun’dan Çağrı

Kısa süre önce kurduğumuz, kurarken de birçok arkadaşla istişare ettiğimiz Medya Giresun com sitesi siz değerli meslektaşlarına çağrı yapıyor. Gelin bu platform Giresun’un ortak sesi olsun. Beraberce bu yükü sırtlanalım ve Giresun internet dünyasındaki haklı yerini alsın. Kim nereden tutabiliyorsa, kimin gücü neye yetiyorsa onu yaparak destek versin. Kim yöresinden haber yapabiliyorsa, bu haberi sadece kendi ilçesinin sitesinde kalmasın, kendi köyünün sitesinde kalmasın. Kim kalem tutabiliyorsa yazdığı yazısı kişisel sitesinde kalmasın. Kimin Giresun üzerine fikri varsa açıkça ve korkmadan söylesin. Kim sövecekse, kim bağıracaksa, kim kavga çıkarıp ayrılık çıkaracaksa o gelmesin. Kim gölge edecekse, ufkumuzu ve ruhumuzu karartacaksa ona ihtiyacımız yok, o gelmese de olur. Kim bize ışık ve fikir verecekse, bir elinde feneri ile bir yeri aydınlatacaksa, bir elinde kalemi bir güzelliği paylaşacaksa, kim etrafına duyarlı ise bir elinde kamerasıyla gelsin. Biz istiyoruz ki bu sitenin Gires

Benim Bayram Hediyem

Giresun Aktüelde yayınlanan bir haber üzerine yazıyorum bu yazıyı. Bu kısa ama öz habere göre Giresun Dernekler Birliği Denetleme Kurulu Üyesi Sayın Recep Dönmez “Giresun Federasyonu yetkilileri son yaptıkları toplantıda her konuda Giresun Dernekler Birliği ile ortak hareket etme kararı aldılar. Bundan böyle her platformda ortak hareket ve ortak faaliyet kararı alarak KASTOB da Giresun’u temsil etmek üzere Halil Kütük'e tam yetki verdiler. Bu kararı alan federasyon yetkilerini kutluyorum” diyor. Bu haber bana birçok çağrışımlar yaptırdı. Giresun dernekçiliği hakiki anlamda bir bütünleşmeye gidebilir mi? Giresun dernek yöneticileri bir araya gelip beraberce bir sinerji oluşturabilirler mi? Uzak ihtimal ama bir birlik ve beraberlik haberi daha, ortaya gül kokusu gibi yayıldı işte. Ramazanın uhrevi ortamından çıkıp bayrama girerken alınan bayram müjdesi gibi bir şey bu. Giresun dernekçiliği belki birçok ilin dernekçiliğinden rakamsal anlamda ileri noktalarda bulunuyor. Bir hesaplamay

O Adam Benim Babam

Hiç aklıma gelmezdi karda kışta bir daha köye geleceğim. Ama geldim işte. Hem de babamla birlikte. Babam önümüzdeki ambulansta küçük kardeşimin refakatinde hızla giderken biz de arkadan otobüsle geliyoruz. Uzun süredir oturmadığım hostes koltuğu bana buzların üzerinde hızla kayan lastiklerin bütün gürültüsünü yansıtıyor, sanki. Buzlu yol üzerinde hızla giden otobüs, sanki hiç buz yokmuş gibi kayıp gidiyor uçsuz bucaksız yollarda. Babam bundan 10-15 gün önce bir gece yarısı hastalanmış, kardeşlerim yakınlarda bulunan özel bir hastaneye kaldırmışlar. O hastane senin bu hastane benim diye bir süre dolaştıktan sonra kaldırıldığı özel bir hastanede yoğun bakımda kalmıştı. Görüştüğümüz günler boyunca hiç hareketsiz ve donuk bir bakışla bizleri izlemiş hakkını helal etmesini istemiştik. Hastaneden çıkmak isteyip istemediğini de filmlerden gördüğümüz yöntemle elimizi sıkmasıyla öğrenmeye çalışmıştık. Elimizi sıksa bile eve götürüldüğü anda ölebilecek bir hastayı hastaneden çıkarmaya cesaret ed

Yüzümüzü Güldürecek Gelişmeler Yok…

Yaklaşık bir aydır Tirebolu’dayım. Bu sene Tirebolu’ya gitmeyi canım hiç istemiyor. Tirebolu Körliman mevkiinden başlayan ve şehir içine doğru giden ana caddede yapılan altyapı çalışmaları trafiği felç etmiş, sulama yapılsa bile inşaatın tozu dumanı havayı ağırlaştırıyor. İçime bir ağırlık çöküyor ve şehir içine gitmeyi hiç istemiyorum. Altyapı çalışmaları elbette gerekli ama gurbetçilerin geldiği Temmuz ve Ağustos ayılarında yapmak hangi aklın eseri anlamak mümkün değil. Halkavola Mevkiine gidiyorum, İletişim Fakültesi inşaatına bakmak için. Gelişi güzel bağlanan birkaç demir ve kalıp olarak çakılan birkaç tahtadan ibaret temel bana Milli Görüş Lideri Necmettin Erbakan hocamın attığı temelleri hatırlattı. Sayın Erbakan hem Ecevit ile yaptığı koalisyon döneminde hem de Milli Cephe hükümetleri döneminde Türkiye’nin hemen her iline o ilin şartlarına uygun temeller atmış ancak ortaklar bu işe yeterince inanmadığı için birçok temel atıl kalmış ve fabrikalar bacalarını tüttürememişti. Bura

Yüzümüzü Güldürecek Gelişmeler Yok…

Yaklaşık bir aydır Tirebolu’dayım. Bu sene Tirebolu’ya gitmeyi canım hiç istemiyor. Tirebolu Körliman mevkiinden başlayan ve şehir içine doğru giden ana caddede yapılan altyapı çalışmaları trafiği felç etmiş, sulama yapılsa bile inşaatın tozu dumanı havayı ağırlaştırıyor. İçime bir ağırlık çöküyor ve şehir içine gitmeyi hiç istemiyorum. Altyapı çalışmaları elbette gerekli ama gurbetçilerin geldiği Temmuz ve Ağustos ayılarında yapmak hangi aklın eseri anlamak mümkün değil. Halkavola Mevkiine gidiyorum, İletişim Fakültesi inşaatına bakmak için. Gelişi güzel bağlanan birkaç demir ve kalıp olarak çakılan birkaç tahtadan ibaret temel bana Milli Görüş Lideri Necmettin Erbakan hocamın attığı temelleri hatırlattı. Sayın Erbakan hem Ecevit ile yaptığı koalisyon döneminde hem de Milli Cephe hükümetleri döneminde Türkiye’nin hemen her iline o ilin şartlarına uygun temeller atmış ancak ortaklar bu işe yeterince inanmadığı için birçok temel atıl kalmış ve fabrikalar bacalarını tüttürememişti. Bura

Nurcan Özdemir ve Mektubu

Giresun Milli Eğitim Müdürlüğünün başlattığı okulumuzun ihtiyaçları konulu bir kampanyada toplanan mektuplar Feshane Giresun Günleri dolayısıyla İstanbul’da çeşitli kişi, kurum ve kuruluşlara dağıtılmıştı. Bu mektuplardan birini de ben almış ve okuyunca beni ta eski günlere götürmüş ve oldukça da duygulandırmıştı. Mektup Güce Boynuyoğun Köyü İlköğretim Okulu öğrencisi Nurcan Özdemir tarafından yazılmış ve şöyle başlıyordu. “bu mektubumu dikkate alacağınızı düşünüyorum. Bu okulumuzun gelişmesi, güzelleşmesi ve bizim daha iyi bir geleceğe adım atmamız içim sizin yardımlarınıza ihtiyacımız var” diye başlıyordu. Özdemir daha sonra “özellikle 23 nisanda oynayacağımız halk oyunları kıyafetlerimiz çok eksik. Halk oyunları oynarken normal kıyafetlerimizi giyiyoruz. Ve çok utanıyoruz” diyordu. Utanması gereken sen değilsin, küçük Nurcan. Koca koca adamlar, utanması gerekenler. Ama onlar hiç utanmazlar, onlar seni bu hale koyarlar, senin yaşam standartlarını yükseltemezler, yine de utanmazlar. S

Neden Medya Giresun

Medya Giresun, Giresunlu medya mensuplarının taamına yakının destek verdiği destek vermeyi taahhüt ettiği bir internet gazeteciliği projesidir. Medya Giresun, Giresun ve ilçelerinden orada yaşayan gazetecilerin taze haberlerinin anında yayınlanacağı bir gazetededir. Medya Giresun, Giresun için Giresunlu için doğru, bağımsız, özgür ama asla tarafsız olmayan haberleri ve yorumlarının yayınlanacağı bir gazetedir. Medya Giresun, Alucra’dan Kadir Bekiroğlu ve Tülay Dolu’nun, Medya Giresun, Bulancak’tan Ekrem Erden ve Zafer Çamaltı’nın, Medya Giresun, Çamoluk’tan Fatih Aydın’ın Medya Giresun, Çanakçı’dan Ali Kaplan’ın, Medya Giresun, Doğankent’ten Ömer Tekin ve Yüksel Piltan’ın, Medya Giresun, Espiye’den Fikret Bıyık’ın Medya Giresun, Eynesil’den Ali Şükrü Kara ve Özkan Kara’nın Medya Giresun, Görele’den Ahmet Bilge, Bekir Öztürk, Serdar Kara ve Şaban Kutlu’nun, Medya Giresun, Güce’den Hayri Bahadır’ın Medya Giresun, Merkez’den Ömer Tekin’in, Medya Giresun, Piraziz’den Yılmaz Turan’ın, Med

Neden Medya Giresun

Medya Giresun, Giresunlu medya mensuplarının taamına yakının destek verdiği destek vermeyi taahhüt ettiği bir internet gazeteciliği projesidir. Medya Giresun, Giresun ve ilçelerinden orada yaşayan gazetecilerin taze haberlerinin anında yayınlanacağı bir gazetededir. Medya Giresun, Giresun için Giresunlu için doğru, bağımsız, özgür ama asla tarafsız olmayan haberleri ve yorumlarının yayınlanacağı bir gazetedir. Medya Giresun, Alucra’dan Kadir Bekiroğlu ve Tülay Dolu’nun, Medya Giresun, Bulancak’tan Ekrem Erden ve Zafer Çamaltı’nın, Medya Giresun, Çamoluk’tan Fatih Aydın’ın Medya Giresun, Çanakçı’dan Ali Kaplan’ın, Medya Giresun, Doğankent’ten Ömer Tekin ve Yüksel Piltan’ın, Medya Giresun, Espiye’den Fikret Bıyık’ın Medya Giresun, Eynesil’den Ali Şükrü Kara ve Özkan Kara’nın Medya Giresun, Görele’den Ahmet Bilge, Bekir Öztürk, Serdar Kara ve Şaban Kutlu’nun, Medya Giresun, Güce’den Hayri Bahadır’ın Medya Giresun, Merkez’den Ömer Tekin’in, Medya Giresun, Piraziz’den Yılmaz Turan’ın, Med

Köylerde Kaçak Yapılaşma ve Mevzuat…

Geçen gün internette “Kuzgunlular Okulumuz Kapanmasın Kampanyası Açtı” haberini arıyordum ki karşıma “Tirebolu’da Kaçak Yapılaşma” başlıklı haber çıktı. Haberde “ilçeye bağlı Kuzgun Köyünde denetim yapan il jandarma komutanlığı ekipleri Hasan K. ve Muammer G’nin kendi arazilerine kaçak yapı yaptığını belirledi. Zanlılar hakkında “Plansız Alanlar İmar Yönetmeliğine” muhalefetten dolayı yasal işlem uygulanacağı bildirildi” deniyordu. Birden afalladım. Habere konu Muammer G, uzun yıllar köy derneğimizin başkanlığını yapmış, köye gittiğinde kalacak yeri olmadığı için dedesinden kalan eski evi onarmaya çalışan bir arkadaşımızdı. Kaçak bir şey yapması söz konusu olamazdı ama bu işte bir bityeniği olmalıydı. Acaba izin neydi, imarsız alanlar ne demekti? Köylerde inşaat izni nasıl alınıyordu? Merakımı kamçılayan bu sorulara cevaplar bulmalıydım. Araştırınca bazı sonuçlara ulaştım ama yine de bazı eksiklikler var herhalde. Bir kere bu yönetmelik 1985 yılında yayımlanmış ve 1999 yılında önemli