Kayıtlar

Ocak, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Ben Derneğe Dernek Demem…

Resim
Dernekler Kanunu günün şartlarına uygun olarak zaman zaman değişiklikler göstermiş ve en son kanun değişikliği de 2004 yılında yapılarak 5253 sayılı kanun meclis tarafından kabul edilerek 23/11/2004 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunmaktadır. Kanunun düzenlemediği konuları da 31/03/2005 tarihli dernekler yönetmeliği düzenleyerek bu konuda önemli bir boşluğu doldurmuştur. Kanunun 11. maddesi derneklerin iş ve işlemlerinin yazılacağı defterlerin yönetmelikle düzenleyeceğini hükme bağlamıştır. Bu konuda “Dernekler tarafından tutulacak defter ve kayıtlar ile ilgili usul ve esaslar yönetmelikte düzenlenir” denilerek idareye çok büyük bir yetki verilmiştir. Kanunun 19. maddesinde “derneklerin tüzüklerinde gösterilen amaçlar doğrultusunda faaliyet gösterip göstermedikleri, defterlerini ve kayıtlarını mevzuata uygun olarak tutup tutmadıkları İçişleri Bakanı veya mülkî idare amiri tarafından denetletilebilir” denilerek derneklerin denetimi de düzenlenmiştir. İçişleri Bakanlığı Dernekler

Tekeden Süt Çıkarmak Böyle mi Oluyor…

Resim
Allah gani gani rahmet eylesin Necmeddin Erbakan Hocamız, Refah Belediyeciliğini anlatırken 1991 yılında kazanılan Konya, Kayseri, Sultanbeyli ve Kağıthane Belediyelerinin kısıtlı imkanlarla nasıl hizmet destanı yazdıklarını anlatmak için “Milli Görüş Belediyeciliği işte böyle bir şeydir; istenirse tekeden süt bile çıkarılır” derdi. O gelenekten gelen şimdiki yöneticilerimiz tekeden süt çıkarmıyorlarsa da bir kuzudan iki post çıkarmayı pekala beceriyorlar. Sosyal paylaşım sitesinde bir arkadaşım “64 liralık elektrik faturam için 120 lira ödedim” deyince doğrusu inanamadım. Gönder de bir bakalım deyince “senin faturan da öyledir ona bak, istersen” dedi. Doğrusu elektrik, su ve doğalgaz faturaları geliyor ama sadece son rakama bir de ödeme tarihine bakıyoruz. Diğer yazları okumak için biz yaştakiler çok dikkatlice bakmalı artık. Tek bakmak da yetmiyor; gözlüğü de takmak gerek. Gerçi bu konuda futbolseverlerin güzel bir tabiri de yok değil; “hakemin gözüne gözlük” . Ama bizimki

Adaletin bu mu dünya!..

Geçtiğimiz günlerde yazdığımız işyerlerinde risk değerlendirmesi ile ilgili yazımızda işyerlerinin güvenliği kimlere emanet  diye sormuştuk. Bu sorumuzun cevabını TV5 Televizyonunda yaptığımız.Arzihal Programında öğrenmiş olduk. Programa katılan Çalışma ve Sosyal Güvelik Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü Kasım Özer bu konuda sorduğumuz soruya “her işveren kendi işyerine ait risk değerlendirmesini yapacak” dedi. Artık içiniz rahat olsun, işyerinize varınca kağıdı kalemi elinize alıp işyerinin ünvanını, adresini, ve iletişim bilgilerini de yazdıktan sonra “işyerinde elektrik, su ve doğalgaz tesisatlarını kontrol ettik. Çıplak kablo, su ve gaz kaçağı yoktur. Pencereler sık sık açıp kapatılmaktadır; havalandırma problemi yoktur. Tabanda kaymayı gerektirecek kayganlıkta döşeme yoktur; merdivenler kayacak nitelikte değildir” deyip işveren ve çalışan temsilcisi ile birlikte imza altına alındı mı geriye bir şey kalmayacaktır. Risk değerlendirmesi dediğimiz şey buymuş meğer.