Pirim Affı Kanununun Handikapları ve Ortaya Çıkaracağı Sorunlar…


Bilindiği gibi, 5458 sayılı Kanun uyarınca sosyal güvenlik kurumlarına olan borçların yeniden yapılandırılması için borçlulara iki aylık bir süre tanınmıştı. Bir yıllık bir tartışmanın sonunda hükümet ucube bir kanun çıkardı. Bu kanun iki aylık müracaat süresinde de anlaşıldığı gibi çıkaranların eline ayağına dolaşmış ve beklenilen etkiyi sağlayamamıştır. Çünkü bu kanun Türkiye'de bürokrasinin sivilleri nasıl çarşafa doladığının bir kanıtı olarak tarihteki yerini kısa sürede alacaktır. Bu kanunla yapılan şeyi iki satırlık bir kanunla yapmak mümkün iken; bir maddesi bile birkaç sayfa süren ucube bir metin ortaya çıkmıştır. Bu da ancak anlı şanlı bürokrasinin işi olabilir. Yine bu kanunla süre uzatımının ilgili kuruluşlara bırakılması da garipsenecek bir durumdur. Bu tür süreler ancak hükümetin ve ilgili bakanın uhdesinde olması gerekirken bürokrasi işi yine şansa bırakmamıştır. Bu kanunun bir çok handikabı vardır. En önemlilerini şöyle sıralayabiliriz:

· Bu yapılandırmada gereksiz bir sürü bürokrasi yaratılmıştır. Ne olduğu bir türlü anlaşılamayan borcu 100.000.- YTL’nin üstünde veya altında olması halinde istenen rasyoların bulunması ve hesaplanması gibi gariplikler…
· Bağkur'da iş takibi için istenen özel vekaletler ve faaliyet belgeleri…
· Bağkur borçlarının dönemleri ile ilgili ortaya çıkan sorunlar…
· Bağkur'da hiç azalmayan prim borçları ve hesaplamak için formüllerin borçlular ve muhasebeciler için bilinmemesi…
· Bağkur borçluları için dönemin 4/10/2000’den geriye gitmemesinin ortaya çıkardığı sorunlar…
· Bu kanun uygulaması ile vergilerin ödenmesi konusunda paralellikler kurulmuştur. Primlerini zamanında ödeyemeyen bir kişinin vergi ile ilgisini kurmak zaten baştan bile bile lades yapmaktır. Gelir veya kurumlar vergisi taksitleri ile katma değer vergisini ödeyemeyecek bir çok kişi veya kuruluşun prim taksitlendirmelerinin bozulması mukadderdir. Bu duruma düşecek kişi ve kuruluşlar 40. veya 50.taksitini de ödemişken içine düşecekleri hayal kırıklıklarını kim tamir edecektir?
· Bu yapılandırmada süreler gereksiz yere uzun tutulmuştur. Belki birkaç taksitte bile ödenebilecek borçlar bilgisayarın takdirine havale edilerek; insan unsuru hiçe sayılmıştır.
· Bu yapılandırma ile 01/04/2005 ile 31/03/2006 arasındaki bir yıllık biriken primlere bir çözüm bulunamamıştır.
· Bu yapılandırmada taksitler ile cari ay primlerinin düzenli yatırılması arasında bir bağ kurulmuştur. Primlerini zaten düzgün yatıramayan kişi ve kuruluşlar, ip üzerindeki cambaz haline getirilerek bunun üzerinde yürümeye zorlanmıştır.

Bütün bunlardan sonra hükümetin iki satırlık bir kanun çıkararak bu kanunu lağvetmesi ve yerine 31/03/2006 tarihine kadar birikmiş prim borçlarının ÜFE oranında gecikme zammı ile 24 veya 36 aylık sürede alacağının belirtmesi yeterli olacaktır. Ayrıca bu fırsattan istifade edilerek Sayın Cumhurbaşkanı’nın Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda değişmesini istediği hususlar da düzeltilmelidir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bizim Köy

Mahalli İdareler Secimi ve Ortaya Çıkan Haksızlıklar

Giresun Dernekçiliğinin Serencamı…