Mali Müşavirlik Kanunu Değişikliği ve Bağ-Kur ve SSK Affı

Bilindiği gibi 3568 sayılı yasamızda ilk ciddi değişiklik 5760 sayılı kanun olarak meclisten geçti. Bu kanun Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül tarafından bazı odaların genel kurullarını yapmaları sebebiyle iptal edildi. Oysa yapılana bu erken seçimler, bazı odaların kanunu hükümsüz kılma çabasıydı ve sonuç verdi. Bilindiği gibi oda seçimlerinin Mayıs ayı içinde yapılması kanun gereğidir. İlk genel kurul tarihini Nisan ayı içine alan bazı odalar çoğunluk aranmaksızın yapacakları ikinci toplantıyı Mayıs ayının ilk haftasında yaparak kanunun uygulanmasını zorlaştırdılar. Bu yüzden de kanun Sayın Cumhurbaşkanı tarafından veto edildi. Şimdi ise Meclis veto gerekçesine uyarak kanun maddesinin yürürlük tarihini ileriye attı. Böylelikle oluşacak bir karmaşanın önüne geçilmiş oldu. Ancak daha önce meclisten geçen tasarı ile genel kurulların üç yıla çıkarılması uygun olmadı. Mali genel kurullar da kaldırıldığından meslektaşların üç yıllık sürede genel kurullara ilgilerinin azalacağı beklenilmelidir. Bu husus göz önüne alınarak meclis genel kurulunda bunun eskiden olduğu gibi iki yıla indirilmesi sağlanmalıdır. Ancak bu şekliyle bile meslek camiamıza hayırlı olsun.

Son günlerde İstihdam Paketi adı verilen 5763 sayılı yasa ile kimsenin haberi olmadan Bağ-Kur ve SSK borçlularına yeni af getirildi. Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanı Tahsin Güney “böyle bir çalışmadan haberim yok” deyince görevden alındı. Maliye Bakanı “daha görüşmemiz lazım” derken mecliste verilen bir önerge ile yeniden yapılandırma adıyla düzenleme geçiverdi. Son yıllarda iki yılda bir düzenleme yapılıyor ama yeterli bir sonuç alınamıyor. Yapılan bu düzenlemeler, anlaşılabilir ve uygulanabilir olmadığı için yeterli talebe ulaşamamıştır. Çalışma Bakanlığı’nın bürokratik kadrosu her defasında anlaşılamaz düzenlemeleri kanunlaştırarak uygulamaya konmasına vesile oluyor. Bu konuda muhasebeci ve mali müşavirler olarak her defasında uygulamaya yönelik onlarca seminer düzenledik ama yine de ne biz ne de onlar işin içinden çıkamadık. Bütün bu tecrübeler göz önünde bulundurularak adil ve basit kanun çıkarılması beklenirken çok fazla tartışma imkanı bulamadan yeni bir kanun çıkıverdi. Herkesin anlayacağı ve hesaplayabileceği bir formülle borçlar taksitlendirme yapılmalıdır. Gecikme zamları, gecikme faizleri, kanuni faiz ve tecil faizi gibi ne anlam geldiği anlaşılamayan faizler yerine 6183 sayılı Amme Alacağı Hakkındaki Kanun kurum alacakları için de uygulanmalıdır. Onca biriken borcu bir aylık sürede prim borcuna ilave %15 gecikme zammı borcuyla ödeyecek babayiğitler bulunursa olarak belki başarı sağlanabilir. 

Ayrıca bu kanunla 5510 sayılı kanun değiştiren 5754 sayılı kanunda Bağkurlulara getirilen eski dönemlerini borçlanabilme imkanı beraberce ele alınmalı ve eski süreleri borçlanmak isteyenler de bu aftan faydalanabilmeliydi. Bilindiği gibi bu kanunda borçlanma 6 aylık gibi kısa bir süreyle sınırlanmış ve 6 ay gibi kısa bir sürede de ödeme öngörülmüştü. Yine bu kanunla geriye doğru borçlanma 4/10/2000 tarihi ile sınırlanmıştı. Bu süre mükellefiyet tespiti halinde 20/04/1982 tarihine kadar geri gidebilmeliydi. Tüm bunlar yapılmadan girişilecek çabalar sonuçsuz kalmaya devam edecektir.

5754 sayılı kanunla getirilen bir imkandan yararlanarak çocuklarını hatta bebeklerini sigortalı yapmak isteyenler önce muhasebeci ve mali müşavir dostlarımızın kapılarında daha sonra da sigorta önlerinde kuyruklar oluşturdular. Bazı yazarların da kışkırtmasıyla herkes sigortalı olmaya koştu; olan da bizlere oldu. Hatta o kadar ileri gittiler ki idari para cezası ödeyerek eski tarihli işe giriş yapılması bile önerildi. Ne kadar da bu işin ahlaki olmadığı, çalışmayan kişilerin ve çocukların sigortalı gösterilmesinin hukuka uygun olmadığını söylesek de kimseyi ikna etme imkanı bulamadık. Bu kanun hükmünün acilen düzeltilmesi ve 18 yaş altı sigortalılığının yaşlılık aylığı ve diğer bazı avantajların elde edilmesinde gerekçe gösterilmeyeceği hükmü yasaya konmalıdır. Bazılarının ahlaki davranarak bu işe tevessül etmemesi diğerlerinin avantaj sağlamasına neden olmamalıdır.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bizim Köy

Mahalli İdareler Secimi ve Ortaya Çıkan Haksızlıklar

Giresun Dernekçiliğinin Serencamı…