Bir Referandum Böyle Geçti
120 gün süren uzun ve zorlu bir maraton halkın anayasa değişikliklerine “evet” demesiyle sonuçlandı. Hükümetin referandum süresini kısaltan kanun değişikliğine kulağını tıkayan Yüksek Seçim Kurulu, aldığı bir karar ile toplumun güzel bir tatil geçirmesini de önlemiş oldu. Hükümet, anayasa değişikliğini yaparken referandum süresini 60 gün hesaplamış ve Temmuz ortalarında oylama yapılacağını düşünmüştü. Oysa Yüksek Seçim Kurulu(YSK), aldığı kararla ben HSYK ve Anayasa Mahkemesinden geri kalamam diyerek kendine güvenenleri mahcup etmedi.
Bütün bir yaz mevsimini insanımıza çok gören bu karar ile siyasi partiler ve ona gönül veren binlerce partiliye, çok sıcak geçen yazı daha da zorlaştırdılar. 40-50 dereceye varan sıcaklar yanında %90’lara varan nem de insanların rahat çalışmasını önledi. Yaz mevsimi tatil mevsimi olduğu kadar, hasat mevsimidir aynı zamanda. Çalıştıkları yerlerden yaz tatili ve okulların tatil olması dolayısıyla köyüne ve memleketine giden insanlar, hem ramazanın verdiği rehavet, hem de sıcakların etkisiyle rahat edemedi gittikleri yerlerde. Memleketlerinde rahat bir ramazan geçirmek isteyen insanlar, bayramı edip öyle dönmek isterken bir taraftan da anayasal hakkı olan oy kullanma haklarını kullanamama riski ile karşı karşıya kaldılar. Birçok kişi bu yüzden ya bayram yapıp köyünde kaldı, oy kullanamadı ya da oy kullanmak için yaşadığı yerlere dönüp, memleketinde bulunanlarla bayramlaşamadı.
YSK, aldığı kararla hükümetin verdiği referandum kararını etkisizleştirmek isterken aynı zamanda ekmeklerine yağ da sürmüş oldu. Ramazan dolayısıyla özellikle İstanbul.’da bulunan belediyeler 20 bin hatta 40 bin kişilik iftarlarla halkla daha iyi diyalog kurmayı bildi. Katılmadığım için bir şey demeyeceğim ama bu iftarlar muhalefetin din istismarı eleştirisine de sebep olmadı değil. Ancak bayram sonrası hem memleketinde bulunanlar hem de bayramlaşmak için memleketine gitmek isteyenler tam bir açmazla karşılaştılar. Bu tür kararlar alınırken, acaba bizi yönetenler hiç mi takvime bakmazlar? Öyle ya takvime bakılmış olsaydı 9-11 Eylül tarihleri arasında Ramazan Bayramı olduğu görülebilirdi. Kurul üyeleri bunu düşünerek referandum tarihini bir hafta sonrasına tespit edemezler miydi!
Türkiye Eylül ayının ikinci haftasına üç ayrı önemli etkinliği sığdırdı. İnsanımız 9-11 Eylül tarihlerinde Ramazan Bayramı yaparken, 12 Eylül günü de anayasa değişikliği ile ilgili referandum için sandık başına gitti. 12 Eylül ülkemizde düzenlenen Dünya Basketbol Şampiyonasına ev sahipliği yaptığımız ve dünya ikincisi olduğumuz gün olarak da hafızalara kazınmış oldu. 12 Eylülün hafızalarımızda yer aldığı kara tabloyu biraz olsun griye çeviren bu gelişmeler, inşallah önümüzdeki aydınlık günlerin de habercisi olur.
Bütün bir yaz mevsimini insanımıza çok gören bu karar ile siyasi partiler ve ona gönül veren binlerce partiliye, çok sıcak geçen yazı daha da zorlaştırdılar. 40-50 dereceye varan sıcaklar yanında %90’lara varan nem de insanların rahat çalışmasını önledi. Yaz mevsimi tatil mevsimi olduğu kadar, hasat mevsimidir aynı zamanda. Çalıştıkları yerlerden yaz tatili ve okulların tatil olması dolayısıyla köyüne ve memleketine giden insanlar, hem ramazanın verdiği rehavet, hem de sıcakların etkisiyle rahat edemedi gittikleri yerlerde. Memleketlerinde rahat bir ramazan geçirmek isteyen insanlar, bayramı edip öyle dönmek isterken bir taraftan da anayasal hakkı olan oy kullanma haklarını kullanamama riski ile karşı karşıya kaldılar. Birçok kişi bu yüzden ya bayram yapıp köyünde kaldı, oy kullanamadı ya da oy kullanmak için yaşadığı yerlere dönüp, memleketinde bulunanlarla bayramlaşamadı.
YSK, aldığı kararla hükümetin verdiği referandum kararını etkisizleştirmek isterken aynı zamanda ekmeklerine yağ da sürmüş oldu. Ramazan dolayısıyla özellikle İstanbul.’da bulunan belediyeler 20 bin hatta 40 bin kişilik iftarlarla halkla daha iyi diyalog kurmayı bildi. Katılmadığım için bir şey demeyeceğim ama bu iftarlar muhalefetin din istismarı eleştirisine de sebep olmadı değil. Ancak bayram sonrası hem memleketinde bulunanlar hem de bayramlaşmak için memleketine gitmek isteyenler tam bir açmazla karşılaştılar. Bu tür kararlar alınırken, acaba bizi yönetenler hiç mi takvime bakmazlar? Öyle ya takvime bakılmış olsaydı 9-11 Eylül tarihleri arasında Ramazan Bayramı olduğu görülebilirdi. Kurul üyeleri bunu düşünerek referandum tarihini bir hafta sonrasına tespit edemezler miydi!
Türkiye Eylül ayının ikinci haftasına üç ayrı önemli etkinliği sığdırdı. İnsanımız 9-11 Eylül tarihlerinde Ramazan Bayramı yaparken, 12 Eylül günü de anayasa değişikliği ile ilgili referandum için sandık başına gitti. 12 Eylül ülkemizde düzenlenen Dünya Basketbol Şampiyonasına ev sahipliği yaptığımız ve dünya ikincisi olduğumuz gün olarak da hafızalara kazınmış oldu. 12 Eylülün hafızalarımızda yer aldığı kara tabloyu biraz olsun griye çeviren bu gelişmeler, inşallah önümüzdeki aydınlık günlerin de habercisi olur.
