Apartman Yöneticileri Cezaya Hazır mı?


Ülkemiz işçi sağlığı ve iş güveliği tedbirleri noktasında batılı ülkelere nazaran hep geride kalmıştır. Gün geçmiyor ki bir yerden iş kazası haberleri gelmesin. Alınmayan iş güvenliği tedbirleri dolayısıyla kaybedilen işgücü ve maddi kayıplar bakımından birinciliği bırakmıyoruz.

Daha dün kadar yakın zamanda Eskişehir'de meydana gelen iş kazasında dört canımız heder oldu. Oradan çıkarılan ve uzaklaştırılmaya çalışılan maddeler, araç üzerinde yeniden patlayınca çok şükür can kaybı olmadı ama büyük maddi kayıplara neden oldu. Esenyurt’ta meydana gelen iş kazasında ihmalin ve savsaklamanın boyutlarını hep beraber gördük. Onlarca canımız yandı kül oldu. Elazığ’da hiç umulmadık zamanda meydana gelen hortum yine bizden bazı canlarımızı aldı. Tedbirsizlik dolayısıyla her gün meydana gelen bir iki canımızın kaybedildiği olayları saymaya bile gerek yok. bu yazıyı yazarken Avcılar’da meydana gelen toprak kayması sonucu toprak altında kalan işçiyi arkadaşları iş makinesi ile kurtarmaya çalışırken öldürmüş.

Yıllarca işçi sağlığı ve iş güvenliği konusu iş kanununun birkaç maddesinde yazılı olarak sağlanmaya çalışıldı. Buna dayanarak hazırlanan tüzük yıllarca uygulamada kaldı. Yukarıda saydığımız birkaç örnek ve sayamadığımız milyonlarca örnek günün şartlarına uygun bir kanun çıkarılmasını elzem kıldı. Yıllarca kamuoyunun gündeminde kalan, her defasında çeşitli kurum ve kuruluşların çekinceleri nedeniyle yasalaşma imkanı bulamayan İş Sağlığı ve Güvenliği Yasa Tasarısı nihayet 30 Haziran tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdi.

Yasanın tam adı iş sağlığı ve güvenliği olmuş nedense oysa iş sağlığı diye bir kavram olmaz; işçi sağlığı olur. İşçi sağlığından iş sağlığına geçen evrimi herhalde biri anlatır ilerde. İşyeri sağlıklı olursa işçi de sağlıklı olarak düşünülmüştür herhalde. Çünkü 1973 yılında çıkarılan ve hala meri olan tüzüğün adı İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğüdür. Bence kanun da buna olmalıydı. Ama isimlere takılmamak gerekir. Çıkarılan bu kanun 39 madde ve 8 geçici maddeden oluşuyor. Kanun gereği çıkarılacak tüzük ve yönetmelikler konunun ayrıntılarını düzenleyecektir. Hala yürürlükte olan tüzük 537 asıl ve 3 geçici maddeden oluşmaktadır. Bir de buna eklenen İşyerlerinin Kurulmasına ve İşletilmesine ilişkin hükümlerle ilgili olarak çıkarılan 6 maddelik tüzük ilavesiyle 546 maddenin kırk maddelik kanuna sığması düşünülemezdi.

Biz bu yazımızda kanunun genel hatlarını ele alacak değiliz. İş Müfettişi Arif Temir ve ardından Şükrü Kızılot geçtiğimiz günlerde konuyla ilgili birer yazı yayınladılar. Bu yazıda apartman yöneticilerinin işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı çalıştıracaklarını söyledi. Biz hep çıkan kanunun bize ne getirdiğini, bizim hayatımızı nasıl etkilediğini değil başkalarının hayatını nasıl etkilediğini düşünürüz. Haklı olarak ben de bizim apartmanı düşündüm 50 dairelik, bir kapıcı ile üç bekçi çalıştıran bu apartman yöneticisi bir de işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı istihdam edecekti. Bunları istihdam etmezse de her ay için 10.000 TL ceza ödeyecekti. Her ay 5.000 TL bile toplayamayan apartman yöneticisi üstünü kendi cebinden öder, herhalde.

Bir de kendime baktım, bir muhasebe ve mali müşavirlik bürosu işletiyorum. Ortağımla beraber , bir eleman bir de stajyerimiz var. Biz de bir işyeri hekimi ve bir de iş güvenliği uzmanı istihdam edeceğiz. Bu kurala uymadığımız takdirde her ay için 10.000 TL ceza ödeyeceğiz ve bu da yıllık 120.000 TL ceza eder. Bizim etimiz ne budumuz ne demeyelim. Kanun böyle bunun istisnası da Bakanlar Kuruluna kalmış. İstisna edilmezse bir yıl içinde ya da iki yıl içinde buna uyma mecburiyetimiz var.

Allah’ım yok mu bunun orta yolu; biz neden ya ifrata kaçarız ya da tefrite!..

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bizim Köy

Mahalli İdareler Secimi ve Ortaya Çıkan Haksızlıklar

Giresun Dernekçiliğinin Serencamı…