Öğretmen Ziyaretlerim-I
Hz. Ali(R.A) atfedilen bir söz var; bana bir harf öğretenin kölesi
olurum. Doğru mu yanlış mı bilemem. Ancak geçen gün kızımın elinde gördüğüm bir
kitap beni ta 1972’li yıllara götürdü. Kitabı Güler Erkan yazmıştı ve ben onu
tanıyordum. Ortaokul Türkçe Öğretmenim Hüseyin Erkan’ın eşiydi. O zamanlar Küçükköy Vefa Poyraz Lisesinde okuyorum.
Lise dediysem bakmayın, o zamanlar liseler genellikle orta kısımları ile
beraber olurdu. Ben de orta sonlarda olmalıyım. Küçükköy’ün gerçekten de küçük
olduğu, İstanbul’un mesire yeri olmaktan yavaş yavaş çıktığı yıllar.
Geçen sene okulumuzda Türkçe öğretmenliği yapmış Mustafa Kutlu
gitmiş; yerine Hüseyin Erkan diye biri gelmişti. Hem Mustafa Kutlu hem de
Hüseyin Erkan uzun boyları ile diğer hocalardan ayrılan bir yapıları vardı. Mustafa
Kutlu hocam da edebiyatla uğraşırmış; o zamanlar çok farkında olmadık. Belki de
o duyurmadı bunu. Ancak Hüseyin Erkan daha geldiği sene okulumuzu M.T.T.B.
Liseler Arası Şiir Okuma Yarışmasına sokmuş ve Ümit Altın diye küçücük bir
ortaokul talebesi ile okulumuza üçüncülük kazandırmıştı. Şimdi daha iyi
hatırlıyorum, bizim gibi İstanbul’un taşrasında oturup, o araç ve gereçlerin
çok fazla olmadığı bir zamanda Cağaloğlu’na bile gelip gitmek başlı başına bir
işti. Ama okul olarak şiir yarışmasını takip ettiğimizi, Vezneciler’den
Cağaloğlu’na yürüdüğümüzü hatırlıyorum. Hem de Nuruosmaniye Camii avlusundan ve
caddesinde geçerken yolda bulunan ağaçların altından yaprakları çiğneyerek
geçtiğimizi çok iyi hatırlıyorum.
Öğretmenim Hüseyin Erkan, o günleri şöyle anlatıyor; “Millî Türk Talebe Birliği’nin düzenlediği “Liseler Arası
Şiir Okuma Yarışması”na katılmak istediğimi söylediğimde:
“-Bu yazı bana bir ay önce geldi, Millî Eğitim’den.
Ben size duyurmadım. Sur içindeki okullar ahbap çavuş ilişkisi içinde kendi
aralarında paylaşırlar bu tür ödülleri. Bana sorarsan, katılma derim. Üzerler
seni.”demesine aldırmadan, ısrar ettim.
“-Benden söylemesi… Sen bilirsin!”demek zorunda kaldı.
Hafta sonu, kitapçıları dolaşırken Cağaloğlu’nda, tesadüfen öğrenmiştim böyle bir yarışma olduğunu. Sadece beş gün vardı hazırlanmak için ama yeterdi bu bana. Ortaokul 2. sınıf’tan Ümit Altın’ı çağırdım hemen. Bir süre önce, sınıf içi şiir okuma yarışmasında, “Sizi Bilmem” adlı şiirimi okuyarak birinci olmuştu.
“-Benden söylemesi… Sen bilirsin!”demek zorunda kaldı.
Hafta sonu, kitapçıları dolaşırken Cağaloğlu’nda, tesadüfen öğrenmiştim böyle bir yarışma olduğunu. Sadece beş gün vardı hazırlanmak için ama yeterdi bu bana. Ortaokul 2. sınıf’tan Ümit Altın’ı çağırdım hemen. Bir süre önce, sınıf içi şiir okuma yarışmasında, “Sizi Bilmem” adlı şiirimi okuyarak birinci olmuştu.
………
İstanbul Erkek Lisesi’nden “TRT Çocuk Saati
Sanatçısı” bir öğrenci Attilâ İlhan’ın Türkiye şiirini öyle güzel okudu ki, ben
de 10 üzerinden 10 verdim; eşim de…
Uzatmayayım, bizim okul anons edilince Ümit çıktı sahneye. Gülmeye başladı herkes. Öyle ya, “Liseler Arası Şiir Okuma Yarışması”nda bacak kadar bu çocuğun ne işi var burada!..
Ama Ümit,hazırlıklı buna: “Ayıp ediyorsunuz!.. Akıl ve yetenek yaşta değil, baştadır.” der gibi bakıyor salona. Kıkırdamalar sona eriyor ama başlamıyor Ümit: “Fısıltıları kesmezseniz başlamam.” diyormuş gibi dimdik duruyor sahnenin ortasında.
Uzatmayayım, bizim okul anons edilince Ümit çıktı sahneye. Gülmeye başladı herkes. Öyle ya, “Liseler Arası Şiir Okuma Yarışması”nda bacak kadar bu çocuğun ne işi var burada!..
Ama Ümit,hazırlıklı buna: “Ayıp ediyorsunuz!.. Akıl ve yetenek yaşta değil, baştadır.” der gibi bakıyor salona. Kıkırdamalar sona eriyor ama başlamıyor Ümit: “Fısıltıları kesmezseniz başlamam.” diyormuş gibi dimdik duruyor sahnenin ortasında.
Ve jüri
başkanı, yazar ve şair İbrahim Minnetoğlu geçiyor mikrofona gürültünün
kesilmesini bekleyip açıklamaya başlıyor sonucu: birinci:İstanbul Erkek Lisesi , ikinci:Çamlıca Kız Lisesi, üçüncü:
Vefa Poyraz Lisesi”