Yeni Bir Sorun Yine Bir Sorun
Bugün soysal güvenlik uzmanlarının üstadı Ali Tezel’in
yazısını okudum. Kamuoyunda 65 yaş aylığı olarak adlandırılan 2022 sayılı
yasadan yararlanan biri “Ali bey, 2006 yılından beridir özürlü ve muhtaç olarak
SGK’dan özürlü aylığı alıyordum bu ay aylığımı kesmişler. Hiçbir gelirim yok
olduğu halde sebebini sordum, “senin gelirin yok ama abinin epey geliri var”
sebep bu dediler. Ben şimdi ne yapacağım? Bu aylığım devam etmez mi?” diye soruyordu. Özürlü ve muhtaç birinin maaşını abisiyle
oturuyor diye kesmek bize mahsus bir hal olmalı herhalde. Kardeşini bakan abisine teşekkür etmenin yolu
bu mu olmalıydı?
Oğlum üniversiteyi
bitirip 25 yaşını da doldurunca genel sağlık sigortası çıkmış ve gelir testi
yaptırmak zorunda kalmıştı. O zaman fark ettik ki oğlum, ben emekli olduğum
için benim sağlık sigortamdan faydalanamayacak ama ödeyeceği prim için benim
gelirim onun priminin az veya çok olmasına etki edecekti. Bu Deli Dumrul uygulaması da bize mahsus
olmalı herhalde. Medeni kanuna göre de sosyal güvenlik kanununa göre de babayla
ilişiği kesilen birinden alınacak prim kendi gelirine göre hesaplanmalı değil
mi?
Kamuoyuna yansıdığı kadarıyla Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığı ve Sosyal Güvelik Kurumu bürokrasisi harıl harıl genel sağlık
sigortası prim affı için uğraşıyor. Önce 18 yaş altı çocuklar kayıtsız şartsız
genel sağlık sigortasından faydalanacak diye ilan ettiler. Doğrusu faydalandı
da. Ama giden her çocuğun anne babasının sağlık sigortasını araştırdılar.
Araştırdıkları bu konu sadece sigorta müdürlüklerinin uhdesinde kaldı. Anne
babaya haber verildiğinde ise vakit epey geçmiş oldu. Giden mektubu umursamayan
veya öneminin farkında olmayan anne ve babalar onbinlerce liralık prim ve
cezasına maruz kaldılar. Gerçi ne kadarı tahsil edildi bilinmez ama 6111 sayılı
kanun birçoğunun imdadına yetişti de borcunun silinmesine vesile oldu.
Ancak 2012 yılı başında başlayan yeni uygulama ile mavi
kartlılar ve sosyal güvenliği olmayanların veya bitenlerin gelir testi yaptırma
mecburiyetleri tam ve zamanında bilgilendirme yapılmadığı veya umursanmadığı
için GSS primleri en yüksek nispetten tahakkuk edildi. Belki de hiç prim
ödemeyecek milyonlarca kişi asgari ücretin iki katından fazla gelir ediyor diye
borçlandırılınca tahakkuk eden GSS primleri bir hesaba göre 8 milyar
liraya(eski hesaba göre 8 katrilyona) ulaştı. En makul hesaplara göre ise 4
milyar lira alacak birikti hesapta. Tamamen fiktif olan bu hesabın realize edilmesi
için mini sosyal güvenlik paketi hazırlandı bile. Borçlulara eskiye yönelik gelir
testi yapma imkânı verilerek gerçek rakamlardan yeni borçlar çıkarılacak ve
gecikme zamları da %50 eksiğiyle alınacak.
Yine kamuoyuna yansıdığı kadarıyla esnaf ve kendi hesabına
çalışanlardan alınması gereken primler için de bir düzenleme geliyor. 24 aydan
fazla borcu olanlara birikmiş primleri ödemek için bir süre verilecek ve o süre
içinde ödenemeyen primler de silinecek hizmet süreleri de. İlerde ödenebilecek
olan bu süreler cari primlere göre alınacak. Bu arada çokça mahrumiyetlere
sebep olan bağımsız çalışanların 2008 öncesi geçen sürelerin de yeniden ihyası
için bir düzenleme bir ihtiyaç olarak belirmektedir. Vergi kaydıyla çalışmasını
ispat eden kişilere borçlanma hakkı bu paketin içine mutlaka sokulmalıdır.
Yalnız 2012 yılı başından itibaren GSS yürürlüğe girdiğinden son iki yıllık
süre için GSS primi alınıp alınmayacağı da ayrı bir sorun olarak karşımıza
çıkacaktır. Düzenleme yapılırken bu durum hatırdan çıkarılmamalıdır.