İSMMMO Yaşam Gerekli mi…

Uzun süren yaz tatilinden döndüğümde birikmiş bir sürü evrak masamın üzerinde yığılmış bir vaziyetteydi. Üyesi olmaktan büyük bir memnuniyet duyduğum İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (İSMMMO), Yaşam ve Mali Çözüm Dergilerinin son sayılarını göndermişti. İSMMMO Yaşam beş yaşına basmış ve 26 sayıya ulaşmış. Mali Çözüm ise neredeyse odanın yaşında. 20 yaşına ve 98. sayıya ulaşmış. Çok değil bu yıl içinde 100. sayıya ulaşıp dalya diyecek. Hayırlı olsun.

Mali Çözüm, Mart Nisan aylarına ait oldukça bol sayfalı bir dergi. Bu aylara ait olduğuna bakmayın siz Ağustos ayı sonlarına ancak yetiştirilen bir dergi bu. Mayıs ayı içinde yapılan genel kurula ait de bilgileri içeriyor. İçinde bulunan yazılar tereddüt edilen birçok soruya cevap olabilecek vaziyette. Derginin bu sayısı başkanın yeni imiş imajı verilen genel kurul konuşmasından alıntılanan bölümlerle başlamış. Daha sonra hakemli ve hakemsiz yazılarla devam eden dergi Soru Yanıt, Yargı Kararları, Özelgeler, Pratik Bilgiler ve Döviz Kurları ile devam etmiş. Bu kadar hacimli olmasa da zamanında çıksa daha iyi olacak dergi 15.000 adet basılıp sadece isteyenlere gönderiliyor.

Uzun süredir yayında olan İSMMMO Yaşam Dergisi tipik bir magazin dergisi olarak beş yıldır yayın hayatında. Çıkan son sayısı Ahu Tuğba’yı andıran (belki de o) yeşil gözlü bir hatunun verdiği poz ile Taşların Gücü ana temasıyla çıkmış. Dergide Yabancı Dile Yabancıyız başlıklı bir inceleme, Milliyet Ekonomi Yazarı Serpil Yılmaz ile bir söyleşi, Fatih Erkoç’u tanıtan Müzisyen Gibi Müzisyen bir yazı, Eyüp Aşığı Bestekar SMMM Nihat İncekara’yı tanıtan bir yazı, Gençlerin Sivil Toplum Önderi diye tanıtılan İbrahim Betil’in hayatından bir kesit, Portekiz’in 7 Tepeli Şehri(Herhalde İstanbul’un Yedi Tepesine Nazire), Güzellikler Sürgün Bir Şehir(Sinop) ile Yazın Keyfi Bahçede Çıkar başlıklı yazılar kapaktan duyurulmuş. Kapakta yer almayan bir sürü şey daha dergi içinde irili ufaklı kendine yer bulmayı başarmış.

Çok mu gerekli böyle bir dergi…
Dergi Mayıs Haziran ayına ait ama Ağustos ayının sonlarında elimize ulaşmış vaziyette. Ortalama insanın ne işine yarar böyle bir dergi? Çıkaranların elbet bir bildiği vardır ve kendilerince de bir boşluğu dolduruyordur. Ancak 30.000 kişinin ceplerinden ödediği paralarla çıkarılan dergilerin bu kadar kişinin ortak çıkarına olması gerekmez mi? Oda bütçesinden karşılanan masrafları ile böyle bir derginin oda üyelerine maliyeti ise bir başka konu. Reklam almadığı için maliyetinin tamamen oda üzerinde kaldığı düşünülürse dizgi, baskı, telif ücreti ve posta giderleri ile 15.000 adet basılan böyle bir derginin maliyetinin oldukça tuzlu olduğu düşünülebilir. Piyasada çıksa ömrü üç beş sayı ancak olabilecek böyle bir dergi ile yapılan hovardalık nasıl izah edilebilir anlamak mümkün değil. Evet magazin ile ilgilenen, bu konuda bir şeyler okumayı itiyat haline getirmiş olanlarımız elbette vardır ama bu kişiler bu tür ihtiyaçlarını ücret ödeyerek alacakları dergilerle tatmin edemezler mi?..

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bizim Köy

İş Güvenliği Kanunu Çok Kapsamlı; Ancak Denetleyeni Çok Az…

Bu Karmaşaya Kim Son Verecek!